Author :
Abstract
Küreselleşme olgusunun ülkeler tarafından benimsenmesi ve popüler hale gelmesi özellikle 1980’li yıllar sonrasında hız kazanmıştır. Bu popülarite sonrası kapalı ekonomi modelinden dışa açık ekonomi modeline geçilmeye başlanmış, ticari ve ekonomik etkileşim ülkelerarası yapılan ihracat ve ithalatla birlikte daha da artmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde ihracatta dünya’da süper güç konumunda olan ABD, birçok ülkeyle ticari iş birliği olan ve mal tedariki yapan ülke konumuna ulaşmıştır. Ancak 2007 yılında ABD’nin konut piyasasında yaşanan mortgage kredi sisteminin çökmesi sebebiyle bütün dünyayı derin bir ekonomik depresyon içine sokacak olan bir finansal kriz patlak vermiştir.
Bu çalışmada 2008 küresel finansal krizin ortaya çıkışı, krizin ana nedenleri, kriz dönemi ve sonrasında dünya ekonomilerinin görünümü ve krizden nasıl etkilendiği genel olarak incelendikten sonra Türkiye’nin 2008 krizini nasıl karşıladığı ve sonrasında krizin etkilerini azalmak için almış olduğu maliye politikası tedbir ve uygulamaları incelenecektir.
Keywords
Abstract
The adoption and popularization of the phenomenon of globalization by countries gained momentum especially after the 1980s. After this popularity, the transition from a closed economy model to an open economy model began, and commercial and economic interaction increased even more with exports and imports between countries. By the 2000s, the USA, which was a superpower in the world in exports, had become a country that had commercial cooperation and supplied goods to many countries. However, in 2007, due to the collapse of the mortgage credit system in the US housing market, a financial crisis broke out that would throw the entire world into a deep economic depression.
In this study, after examining the emergence of the 2008 global financial crisis, the main causes of the crisis, the outlook of the world economies during and after the crisis, and how they were affected by the crisis, how Türkiye responded to the 2008 crisis and the fiscal policy measures and practices it took to reduce the effects of the crisis will be examined.