Karadeniz Bölgesinde 2008’de Gürcistan Savaşı ile başlayıp, 2014 yılında Kırım Özerk Bölgesi’nin Rusya’ya bağlanması ve ardından Ukrayna ile yaşanan çatışmalar ve Rusya - Batı ilişkilerinde meydana gelen gelişmeler, Rusya’nın yalnızca bölgesel bir politika oluşturma için değil, aynı zamanda yeni bir dış politika anlayışı oluşturmaktadır. 2008 Gürcistan - Rusya Savaşı’ndan Kırım’ın İlhakına uzanan bu süreç Rus dış politikasının sertleştiğini ve kendini NATO ve Batı bloğu ülkeler karşısında savunmak için somut adımlar attığını göstermektedir. Ukrayna – Rusya çatışmaları bitmemiş olsa da, bölgede yaşanan Rusya – Gürcistan savaşı, Kırım’ın Rusya’ya İlhakı ve bu süreç içerisinde bu bölgelerdeki Rus etnisitesinin hak ve hürriyetlerinin kısıtlanması, yapılan siyasi baskılar ve eylemler üzerinden yaşanan bu süreci teorik olarak temellendirerek Rusya’nın dış politikasını bazı uluslararası İlişkiler teorileri üzerinden ele alacağız.
Beginning with the Georgian War in the Black Sea Region in 2008, the annexation of the Autonomous Region of Crimea to Russia in 2014, and then the conflicts with Ukraine and the developments in Russia-Western relations, Russia's not only for establishing a regional policy, but also for a new constitutes a foreign policy concept. This process, from the 2008 Georgian-Russian War to the Annexation of Crimea, shows that Russian foreign policy has hardened and has taken concrete steps to defend itself against NATO and Western bloc countries. Although the Ukraine-Russia conflicts have not ended, the Russian-Georgian war in the region, the annexation of Crimea to Russia and the restriction of the rights and freedoms of the Russian ethnicity in these regions, on the political pressures and actions in these regions, by basing this process on these actions theoretically, we will discuss Russian foreign policy through some international relations theories.